6 Ocak 2015 Salı

TELVENİN İÇİNE HAPSEDİLMİŞ UMUTLAR

Her gün o fincanlar yeni bir umut için kapanıyor... Bazı günler birkaç kez... Olmayanları olduruverecekmiş gibi geliyor sanki o fallar... Umudun ışığı o fincanın altında. İşiniz fallara kaldıysa ohooo derdi belki de tüm anneler. Lakin onlar da fal baktırmayı ihmal etmezdi. Ne de olsa umut etmezse ölürdü insan… George Eliot diyor ki: “Kadınların umudu gün ışığında örülmüştür, bir gölge onları karartır.” Kimin kararttığı o kadar da önemli değildi aslında ama işte o kararan umutlar var ya onların hepsi fincanın içine telveyle hapsediliyor. Fincan açıldığında umutlara tekrar güneş doğuyor. Ah be dostum umut denen şey gitgide tükeniyor aslında birçoğumuz bu yüzden sarıyoruz nedensiz yere belki de bizi hiçbir yere taşımayacak şeylere. Bazen eğlencesine desek de hep bir beklenti içindeyiz aslında. Peki sadece kadınlar mı fal baktırıyor dersiniz? Erkekler fal baktırmaz, diyorlar değil mi? Külliyen yalan. Her insan umut eder. Umut etmenin cinsiyeti mi olur?
Nietzsche diyor ki : “Umut sadece eziyetin süresini artırır.” Haklı da üstadım bazen o büyük umutlar yerle bir etmiyor mu bizleri? Geçenlerde haberlerde dinledim. Kahve fallarına yasak geliyormuş, ama önemli mi elimizde burçlar var! Hımm “Senin burcun ne? Neee akrep mi ooo çoook şanslısın bu sene sizin yılınız olacakmış!!! Hadi yine yaşadın. Belki de en boktan yıl o yıl oluyor ama insan umut ediyor işte. Ne dersiniz sayın okuyucularım umut tükenince mi gerçeklik payı olmayan şeylere sarılıyoruz yoksa aslında o gerçeklik payı olmayan şeyler mi bizim umutlarımızı tüketiyor? O kadar fal dedim, sizi de heveslendirdim. “Yok ya ben inanmıyorum zaten amaaan fala inanma falsız da kalma demişler ya ondan.” Dediğinizi duyar gibiyim. Ama benim içimden geldi, vallahi fal bakmadan yollamam sizi. Herkes kahvesini içti mi? Hadi hadi çevirin fincanlarınızı ahali. Soğumuş bile. Durun hemen bakayım:
“Üç vakte kadar bilemedin beş sana kısmet geliyor. Hanene ay doğacak pek yakında ama birisi engelliyor mu ne bunu. Şöyle uzun boylu nemrut bir şey bu. Tüüü gözü çıksın emi. Aslında çok kısmetlisin de kıskananların çok anacım. Nazar da çok sen de. Şu hoşlandığın kişi var ya yemin billah seni seviyor da utangaçlığından açılamıyor sana, yoksa gözü hep sende. Başka biri mi var, diye soruyorsun? Aaa ne münasebet senden başkasını görmüyor gözü ne başka biri”
Sizce de klasik cümleler değil mi bunlar? Ha sen fal baktırmıyor musun, burçları okumuyor musun, derseniz…
“Ben de hala umut ediyorum…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder