Marlyn Monroe! 1950 ve 1960’ların ünlü seks sembollerinden ve pop ikonlarından biri olarak bilinen Marlyn Monroe! Ölümünden sonra ne kadar çok şey yazılıp çizildi değil mi? Ama neler yaşadığını kimse tam olarak biliyor mu? Tabi ki “hayır” İnsanlar genellikle sadece yargılamayı biliyor ne yazık ki. Olayın içeriğini araştırmıyor.Halbuki yaşadığı sağlık sorunları onu işinden, eşinden hatta hayatından koparmıştı. Bir gece yarısı yüksek dozajda ilaç alımından ölü bulundu. İntihar olduğu iddia edildi. Sahip olduğu psikolojik rahatsızlık iddiaları güçlendirdi. Manik depresifti. İki uçlu duygu durum bozukluğu. Daha önce duydunuz mu, bilmiyorum. Belki de duydunuz ama hatırlamıyorsunuz Çünkü önemsemediniz. Niye önemsiyesiniz ki fiziksel bir acı değil ki, bu. Kanser değil mesela, ur falan da değil kaba bir tabirle o bir “DELİ!” Ve onun hastalığında olan insanlarda intihar oranı gerçekten çok yüksek. Beyninde onu yiyip bitiren bir şey var ama o da ne olduğunu bilmiyor…
Robin Williams! Tarihin en iyi 100 stand-up komedyeni arasında 13. olan başarısına aşık olduğum adam. Onun da psikolojik rahatsızlığı nedeniyle intihar ettiği iddia edildi. Yani bütün gazeteler böyle yazdı haberlere böyle yansıdı. Ama önemli mi? Bu zamana kadar çevresindeki insanlardan sadece bir kişi bu rahatsızlığı fark etti mi acaba? Ya da fark ettikten sonra kaç kişi gerçekten yanında kaldı?
Arda Kural! Türkiye’nin Leonardo DiCaprio’su. Kendisine şizofren tanısı konulduğunu söylendi. O da televizyonda bazı açıklamalarda bulundu. Sonra mı ne oldu? Bulunduğu o parıltılı dünyadan bir anda karanlıklarda buldu kendini. Medyada Arda Kural hayranlarını üzdü diye bir ya da iki kez
yayınlandı. Belki duyan kişiler de ah vah çekti. Ama yine aynı insanlar çevresinde varsa böyle biri köşe bucak kaçmayı da ihmal etmedi. Peki hiç sordunuz mu sen bu kadar ne yaşadın? Böyle davranmana sebep olan nedir? DİYE!
Aslında psikolojik rahatsızlıkların da neden tam olarak belli olmasa da birçok psikolog nörolojik olduğuna dair açıklamalarda bulunuyor. Ve stres, üzüntü, sıkıntı her tür rahatsızlıkta olduğu gibi bu tür hastalıkları da tetikliyor.Ama nedense kanserim demek daha kolayken depresyondayım hatta daha ileri seviyede bir ruhsal hastalığın sahibiyim, kendi varoluşumu kanıtlayamıyorum. Beni içine çeken bir rahatsızlık var, elim kesilmedi dizim kanamıyor öksürmüyorum midem ağrımıyor ama ruhum acıyor arkadaşım ruhum diyemiyorsunuz. Herkes gizli saklı tedavi oluyor. Ünlüsü de ünsüzü de. Ve aslında birçok ünlünün psikolojik rahatsızlığı var.
Mehmet Ali Erbil, Nurseli İdiz, Münir Özkul… Bunlardan bazıları. Kimisine şöhret ağır geldi kimisine yaşadığı sıkıntılı durumlar. Kendi kendilerine bir şekilde bu rahatsızlıkları atlatmaya çalıştılar kumar, içki ya da seks bağımlılıklarıyla magazinlere konu oldular. Bağımlılıklarının altında yatan sebep farklıydı ama seslerini çıkarmadılar. Gizli gizli gittiler doktora, tedavi oldular. Yaftalanmak istemediler. Çünkü insanlara göre şu sıralar medyada tüm ünlülerin dikkat çektiği ciddi bir rahatsızlık olan ALS gibi değildi. Halbuki bana göre eş değerde olan rahatsızlıklardı. Belki de daha ciddi. Çünkü psikolojisi belirli nedenlerden bozulmuş bir insan kendisine ya da çevresindekilere farkındalığı olmadan rahatsızlık verebilir. Ama bir düşünün en son ne zamanpsikolojik rahatsızlıklara dikkat çekildi hiçbir zaman. Hatta ortaya çıkmaması için çaba gösterildi. Halbuki bana göre en ciddi rahatsızlıklardan. Karısını öldürdü, çocuğuna tecavüz etti, kardeşinin karısıyla kaçtı, aldattı, kesti doğradı, taradı… Haberlerden kaç kere dinlediniz bunları? Tüm bu insanların psikolojisi düzgün mü?
Umarım görmezden gelinen, önemsiz bulunan ve aslında hiç de önemsiz olmayan bu rahatsızlıklara da bir gün dikkat çekilir ve halk tarafından öcü gibi görülmekten vazgeçilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder