Çok zor günler geçirdik vaktiyle.
Tam 72 yaşına geldik. Ne zaman geldik bugünlere biz bey? Bu kadar mevsim ne zaman geçti üzerimizden
pamuk yüzlüm, gökyüzü gözlüm. O kapıdan keşke hiç çıkmasaydın. Dönmeyeceğini
bilseydim, gönderir miydim seni, ben? Ama vallaha çocuklar söz verdi bana bey.
İnandım ben de ne yapayım. Gözüm kapıda öyle bekledim. Geri getireceğiz anne
demişlerdi. Ama gelmedin. Çok canım yanıyor be gökyüzüm çok. Sen benim
arkadaşım, dostum, sevgilim, elim, kolum kanadımdın. Sen gittin ya kanadım
kırıldı benim. Ben sensiz nasıl yaşanır bilmem ki. Her gün haberini aldım
çocuklardan. Çok gelmek istedim yanına, gelemedim. Bacaklarım tutmuyor ki benim
de gökyüzüm. Yaşlandım işte ben de yaşlandım. Çok kovmak istedim de o yaşlılığı
kovamadım bey. Nasıl razı oldum o gözlerin aralı gitmesine keşke gelebilseydim.
Ama yürüyemedim ki. Kahretsin yürüyemedim. Korktum. Gelemedim. Ayağa
kalkamadım. Ama bana söz vermişlerdi bey. Vallaha yalanım yok. Hem bilirsin ben
hiç yalan söyleyemem ki. Yalanı sokmadık biz senle aramıza. Hep merak etmişsin
beni “O kadın ne yapar ne eder ne yer ne içer?” demişsin. Asıl ben şimdi ne yer
ne içerim. Seni nasıl orada bırakıp geldiler bey? Ben dedim onlara o üşür
dedim. Bırakmayın orada dedim. Kalbim acıyor kalbim. Şimdi ev kalabalık.Bir şeyler konuşuyorlar da ben anlamıyorum. Kulaklarımda da sorun
var galiba. Ah yaşlılık. Birazdan herkes gider. Gidenlerde adet olmuş her giden
“Kendine iyi bak” diyor. Kendine nasıl iyi bakılır, bilmem ki ben. Sürekli
ağlıyorum ama bazı acılarda yetmiyor ağlamak diyor ya şair. Yetmiyor gerçekten
bey, yetmiyor. Ah bey nasıl dayanacağım, ben. Benden razı mısın, hakkını helal
ediyor musun diye sorarsan,
Dünyaya
yeniden gelsem yine seninle evlenirdim nasıl helal etmem hakkımı? Ben senden
razıyım Allah da senden razı olsun bey. Hakkım sonuna kadar helal olsun sana…