UNUTMAK
İMKANSIZ DEME
Unutmazsın kabullenirsin. Kabuk bağladı diye kanamaz
sanma yaraların. Böyle başlamıştım bir kitaba okumadan önce kitabın isminden
yola çıkarak yazmıştım oysa ön yargı işte kitabı okuyunca anladım cidden
unutursun unutursun da unuttuğundan senin haberin olmaz. Evet kitabın adı
‘Unutursun’ yazarı İclal Aydın yeniden yazmaya başlamama sebep olan yazar.
Dedim ya unuturmuşsun da haberin bile olmazmış. Beynin sana küçük oyunlar
oynadığında ruhun bile duymazmış.
Hayatımızda bazı şeyleri unutmak isteriz bazı şeyleri
ise hep hatırlamak ama ikisi de mümkün değil maalesef. Kafamızın içinde bir
düşman var bize oyunlar oynayan ya unutturmuyor ya da unutturuyor elimiz
kolumuz bağlı.
Önce dedemde tanıdım bu hastalığı. Konduramadım şaka
sandım uzun bir süre. Ama ara sıra kaybolurdu sonra zor bulurduk. Ya da kendi
kendine hatırlardı bir süre sonra zor olsa da. İnsan elinde olmayan bir şekilde unutuyor yaşlılık
deyin hastalık deyin ne derseniz deyin ama kovamazsınız ben deyim. Belki bir
gün sizin belki bir gün benim kapımı çalar bilinmez ama bu hastalık öyle lanet
bir şeymiş ki tüm hayatını değiştiriyormuş.
Alzheimer rahatsızlığından söz ediyorum. Halk arasında
bunama olarak da biliniyor. Bizim kolayca ağzımızdan çıkan ‘Bunamış bu
adam/kadın ya’ sözcükleri onlar için ne kadar da zormuş aslında.
Behiye Aksoy, Burçin Orhon, Fikret Şeneş, Esen Günay
bu hastalığa yakalanan Türk ünlülerden birkaçı. Burçin Orhon bu hastalığa en
genç yakalananlardan daha 52 yaşındayken tanışmış bu rahatsızlıkla.
Ayşe Arman’ın bir gazete röportajında şöyle diyordu :
-Unutkanlığım had safhaya
geldi. O kadar ki, biraz da saçmalamaya başladım. İçeriden geliyorum, televizyonun
karşısına kuruluyorum, ayaklarımı uzatıyorum, aaaa ayağımın birinde çorap var,
diğerinde yok! Birini giymişim, o ara aklım kim bilir nereye gitmiş, ötekini
giymeyi unutmuşum. Mesela çocuklar geliyor diyor ki, “Anne bu süt, tuvalette ne
arıyor!” Hiçbir fikrim yok. Artık o arada ne düşünmüşsem, yine kopmuş demek ki,
elimdeki sütü oraya bırakıp hayata devam etmişim. Bazen de yolda araba
kullanırken bir an, “Ben neredeyim?” diye panik oluyorum. Sağa çekip,
etrafımdaki binalara bakıyorum. Soğuk terler döküyorum. Hiçbir şey tanıdık
gelmiyor. 15-20 saniye sonra birden hatırlıyorum: “Ha bizim evin yolu
burası...”
Zihninizin size oynadığı bir oyun bu. Sizin düşmanınız
yine kendinizsiniz. Küçük adımlarla başlayıp koşarak ilerliyor. Çocuktan daha
çocuk ediyor sizi.
Ne yazık ki bu hastalık diğer rahatsızlıklara
benzemiyor. Çok sabır gerektiriyor. Bana göre en zor hastalıklar zihinde oluşanlar.
Düşünce karmaşaları peşinizi bırakmaz ve her an zihninizi kaybedebilirsiniz.
En başta da söylediğim gibi unutursunuz, unutursunuz
da sizin haberiniz bile olmaz. Her şey biz insanlar için. Sağlıkla kalın.